26 Aralık 2014 Cuma

Doğum 3

Maskesi yoktu artık ve hemşire onu yıkayacağını söyledi. Bebeğimiz hızlıca yıkandı bir yandan bize de bebek yıkama dersi verilmiş oldu. Orda gayet güzel bir şekilde ağladı :) Sonra Gözde onun saçlarını taradı ve bir kez daha kendimizi bırakıp gözyaşı döktük. Daha sonra bizi koltuklara oturtup Soren'i kucağımıza verdiler. Önce Gözde tuttu onu minicikti suratı ve elleri ayakları. Sonra hemşire bana baktı ve "Sen kucağına aldın mı onu daha önce?" diye sordu. Farkettim ki doğduğundan beri ona düzgünce dokunamamıştım bile elleri dışında. Kucağıma almamıştım onu 2 gündür veya ne kadardır hastanede idiysek.
Oğlumu kucağıma verdiler ve yüzüne baktım. Tam gözlerimin içine baktı o da gözlerini açıp. Meraklı bakışlarla beni inceliyordu sanki. Biraz da gülümsedi mi ne? O an yaşlarım sel oldu. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Minicik canıyla hayata tutundu ve nihayet kucağımdaydı. Hemşireler ve Gözde yüzümü gözümü sildiler ve ben Soren'i biraz daha tuttum. Sonra odaya geri geldik onu bırakıp. Ama içimiz rahatlamıştı. Sağlığı iyiye gidiyordu.
Günler iyice birbirine girdiği için tam tarih hatırlayamıyorum. Pek uyumuyorduk. Oda servisi vardı yemek söylüyorduk, yoğun bakıma gidiyorduk, biraz kestiriyorduk ve hemşireler geliyordu. Gün böyle geçiyordu. Sonra bize Soren'in emzirilmesi gerektiği söylendi. Çok sevindik. Hemen gittik ve gördük ki onu yoğun bakımın başka bir bölmesine almışlar. Burada çok daha az makina ve monitör vardı ve normal bir bebek yatağında yatıyordu :) Gittikçe kendine geliyordu. 
Bize tüm hastanede ve özellikle yoğun bakımda bütün hemşire ve doktorlar çok iyi davrandı. Hemşireler her konuda çok iyilerdi ve bebeğin emzirilmesinde çok yardımcı oldular. Odada pompa da vardı süt oluşumuna yardımcı olması için. Biz hastanede kalmamızın son gününe kadar -ki normalde 36 saat olan bu süreç bizim için 3 gün kadar oldu- programımız şöyleydi:

- 3 saatte bir yoğun bakıma ünitesine gidip Soren'i emzir ve onunla vakit geçir
- Odaya gelince süt pompala. Çıkan süt varsa onu sakla bir dahaki sefere
- Saat sabah 7 ve akşam 8 arası hastane servisinden yemek ye
- Arada kalan zamanda uyumaya çalış
- Tekrar et

Böyle böyle günlerimiz geçti. Ben bir ara akşam gidip kayınvalidemi aldım geldim o bizle biraz oturdu ve Soren'i gördü. Annemle hep telefonlaştık. Herkes bizi tebrik edip moral de verdi. Herkese çok teşekkür ediyorum. Ailelerimize içten sevgi duyuyorum onlar olmasa herşey çok daha zor olurdu. Hastane odasını azıcık süslemeleri bile bizim için bir güzellikti.
Neyse en sonunda cumartesiyi pazara bağlayan gece (veya sabah mıydı?) kapımız çaldı. Bir baktık ki Sorencik gelmiş!!! Yoğun bakımdan çıkmış anne babasına gelmiş! Bu bizim için inanılmaz bir mutluluktu. Herşey bitmişti o artık sağlıklıydı çok şükür Allah'a. Onu yanımıza alıp ilk gecemizi geçirdik. Hiç uyumadık özellikle Gözde. Her tıkırtıda yataktan fırlayarak kalktı garibim. Üstüne titriyordu bebeğimizin. Neyse ki hiçbirşeyi yoktu normal bebeklikten başka :) Hemşireler de yardımcı oluyorlardı zaten.
Ertesi gün yani pazar günü bize hastaneden bebeğimizle birlikte çıkacağımız söylendi. Bu arada o odaya gelene kadar hala kesin değildi bu. Belki bizden sonra daha hastanede kalabilirdi duruma göre. Neyse ki herşeyi atlattı ve bizle aynı gün çıktı. Son günümüzde son sontroller yapıldı biraz gecikmeli de olsa. Biz sabah çıkacağımızı sanıp annemleri çağırdık onlar önden eşyalarımızı eve götürsünler diye. Biz sadece 2 ufak çanta ve bebekle kaldık bekliyoruz. Meğer sünnet falan yapacaklarmış bizi akşam salacaklarmış. Ama biz bunu istemedik çünkü herkes evde bizi bekliyor çıkacak diye. Sünneti iptal edip hızlıca hastaneden çıktık. Araba koltuğuna oturtup arabaya ilk 3lü binişimiz çok güzeldi :)
En sonunda evimize geldik. Herkes ordaydı. Yemekler yapılmış ev hazırlanmıştı. Herkes Soren'i gördü :) Biz yorgunluktan tabii anlamsız anlamsız bakıyoruz. Gözde uyumuş ben de annemler gidince geçip uyudum. Artık evimizdeyiz...